Parkinson hastalığı titreme, hareket yavaşlığı ve vücut katılığı ile karakterize ilerleyici bir rahatsızlıktır.. Parkinson hastalığının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik, kalıtsal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun sonucu olduğu düşünülmektedir.. Bu yazımızda parkinsonda genetik faktörün, kalıtımın etkisi ve bu konuda yapılan bazı araştırmaların sonuçlarına değineceğiz...
Annem, babam parkinson hastasıydı. Ben de olur muyum?
Yapılan araştırmalara göre hastalıkta kalıtımın etkisi mevcuttur... Ancak kaygılandıracak düzeyde değildir. Parkinson hastalarının yaklaşık yüzde 15’inde aile öyküsünün pozitif olduğu bulunmuştur. Yine yapılan bir araştırmanın sonucuna göre aile öyküsü mevcut olan kişilerin parkinsona yakalanma ihtimalleri diğer insanlara göre yüzde 4 ila 9 oranında daha yüksektir.. Yani kalıtsal faktör mevcut olsa da yakalanma ihtimalini çok az arttırmaktadır..
Erken başlayan parkinson hastalığında ise kalıtımın etkisi daha belirgindir.. Daha doğru bir ifadeyle genetik faktörün neden olduğu parkinson rahatsızlığı daha genç yaşlarda başlar. Kişiden kişiye farklılık gösterse de ilerlemesi daha yavaştır..
Parkinson gen ilişkisi
Bilim insanları yapılan bazı çalışmalarda parkinsonla ilişkili olabilecek bazı genetik farklılıklar keşfettiler. Bu genlerin işlevini anlamanın tedavide bir ışık olabileceğini düşünüyorlar. Ancak halihazırdaki bilgi parkinsonla ilişkili olabilecek genleri taşıyan insanların geni taşımalarına rağmen parkinsona yakalanma ihtimallerinin yine de düşük olduğu yönünde. Bunun nedeni ise çalışmaların henüz erken evrede olması ve tam olarak genlerin rolünün anlaşılamaması. Çalışmalar ilerledikçe parkinsonda sadece semptomları gidermeyi değil iyileştirmeyi de içeren tedavi seçeneklerinin ortaya çıkması olasıdır. Bu nedenle Parkinson rahatsızlığında yeni tedavi seçeneklerine dair umut daima vardır.
Genetik faktörden kaynaklansın ya da kaynaklanmasın parkinson rahatsızlığında dopamin eksikliği hareket bozukluklarına neden olur. Kişiden kişiye yakınmaların yeri ve şiddeti değişebilir. Parkinson yine hızı kişiden kişiye değişse de mutlaka ilerler. Şu ana kadar bulunan tedavilerin tamamı hareket bozukluklarına dair yakınmaları gidermeye yöneliktir.
İlaç tedavisinin etkisiz kaldığı ya da fazlaca yan etkiye neden olduğu durumlarda kabul edilen tek cerrahi tedavi yöntemi beyin pili ameliyatıdır. Uygun hastada parkinson pil tedavisiyle yakınmalar yüzde doksan oranında azalır. İlaç ve nörostimilator ayarlamalarıyla şikayetler giderilebilir. Beyin pili ameliyatı ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak parkinson hastalığının nedenini tam olarak anlamaya ve yeni tedaviler geliştirmeye yönelik çalışmalar devam etmektedir. Şu ana kadar levopada, beyin pili ameliyatı gibi Parkinson hastalığında semptomları gidermeye yönelik birbirlerini tamamlayan önemli tedavi seçenekleri mevcut olsa da hastalığın ilerleyişinin önüne geçecek bir tedavi yoktur. Önemli olan mevcut tedavi seçeneklerinden yararlanarak gelecekte yeni tedavilerin bulunacağına dair umudumuzu daima korumaktır.
Randevu için iletişim sayfamızı kullanabilirsiniz.
Sağlıklı günler…
